1 Ağustos 2008 Cuma

KARİYERİMİZ VE YAŞIMIZ

KARİYERİMİZ VE YAŞIMIZ
İş yaşamım boyunca iş görüşmesi yapmak için bir çok kişi bana geldi. Öte yandan fikir danışmak için de gelen bir çok genç ile görüşme yaptım. Gelenlerin bir çoğu özgeçmişlerini güzel olarak yazmışlardı. Ben de özgeçmişlerini incelerken bir çok noktayı inceler onlara soru sormak üzere hazırlanırdım. Bir iş görüşmesinde sorulması artık geleneksel hale gelmiş soruları sırayla geçip, kişinin aranan mevkiin özelliklerine uyup uymadığını irdeledikten sonra asıl merak ettiğim konulara gelirdim. İş görüşmesine gelenlerin anlatacakları iki konu özellikle dikkatimi verdiğim konular olurdu. Bunlardan birincisi kişilerin iş yaşamları dışında nelerle ilgilendikleriydi. Bir insanın çalışkanlığı, iyi iş alışkanlıkları olması, yetkinliği önemlidir, mutlaka göz önüne alınmalıdır. Aynı kişinin özel yaşamında nelere ilgi gösterdiği ise onun alışkanlıklarının diğer yüzünü göstermesi ve zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini ortaya koyması açısından çok önemlidir. İkinci önem verdiğim özel konu olarak onların daha önce neler yaptıklarına ve hangi iş yerlerinde çalıştıklarına bakardım. Şimdilerde de gözlediğim üzere çok sabırsız olan gençler bir iş yerinde çok uzun durmaz ve özgeçmişlerinde kısa çalışma süreli bir çok iş yerini yazmış olurlardı. Ben de fazla iş değiştirmenin çok iyi olmadığını içimden geçirir ama iş yaşamının ilk çeyreğinde böyle davranmanın doğru olduğunu düşünürdüm. Öyle ya insan iş yaşamının başında birkaç iş yeri değiştirir ve son olarak uzun yıllar çalışacağı belki de emekli olacağı şirketi bulur ve uzun yıllar bu şirkette çalışırdı. Ben ise üniversiteyi bitirmenin ardından girmiş olduğum iş yerinde uzun yıllar çalışma fırsatı bulmaktan mutluluk duyar ve o ilk yerinden emekli olacağımı düşünürdüm. Tabii o zamanlar beni saran paradigmalarımın farkında değildim. Sanki benim içsel sesimi duyan ve bana sürpriz hazırlamaya can atan iş hayatı, acımasız öğretmen hayat ile işbirliği yapmaya söz vermişler ki, sınavlarını hemen önüme koydular. Kendi isteğimle 40+ ( tam olarak 43) yaşımda kendime yeni bir kariyer yolu aramaya koyuldum. İş görüşmelerinde çok iş değiştiren gençleri içten içten eleştirmem dönmüş dolaşmış bir başka şekliyle beni bulmuş olmalı ki yine 40+ da ikinci kez kariyer yollarının Arnavut kaldırımlarında dizlerimi çürüttüm. Gençlerin bir çoğu bu atlama veya arayışları kariyer emekleme döneminde yaparken ben yaşamın cilvesiyle ( zaten ne cilvelidir bu hayat değil mi? ) dizlerin romatizmaya davet çıkarmaya, doktorlara daha sık görünmeye başlanan yıllarda kariyer geliştirme aşamasını yaşamaya başladım.
Eh tabi şimdi sizlere, dördüncü çeyrekte yol aldığım şu günlerde, iş yaşamının üçüncü çeyreğinde iş değiştirmenin ve kariyer yolları aramanın faziletlerini şimdiki deneyimlere dayanarak ve yeni paradigmalarımla anlatırım.
Deneyimin alışagelmiş tarifini bir tarafa koyarak Aldoux Huxley’in anlatımıyla deneyimi inceleyecek olursak, o, başımıza gelenler veya yaşadıklarımızın toplamı değil, başımıza gelenler sonrası ne yaptıklarımızdır. Bunları bilince yani yaşadıklarımızdan ders çıkartınca bir yaşam ustası olmak yolunda önemli adımlar atmış oluruz.
Evet yaşam ustası olmak istiyorsak kendimize bazı sorular sormamız gerekiyor.
Kendime nasıl hizmet edebilirim?
Başkalarına nasıl hizmet edebilirim?
Bir yaşam ustası kendine nasıl hizmet edebilir?
Bir yaşam ustası birlikte yaşadığı toplumun her üyesine nasıl hizmet edebilir?
Bu soruları ve yanıtlarını derin düşünceye dalarak irdelediğimiz zaman bir yaşam ustası olmanın yanı sıra, hayatımızın sürekli değişen anlarında bir dönüşüm ve değişim ustası olmamız mümkün olacaktır. Bilindiği gibi zekanın bir tanımı da insanın bulunduğu yeni çevreye ve koşullara uyum gösterme yeteneğidir. Kırkından sonra iş değiştirmek ve kariyer yolları aramak ta yeni bir durumdur ve bunun üstesinden ancak kendini ve çevresini aydınlatan sönmeyen yıldızlar, yaşam ustaları gelebilir.
Fuat Yalçın

Hiç yorum yok: